MHP Esenler İlçe Başkanı Suat Yılmaz, Gündem ile ilgili ”Son Dakika Esenler” Gazetemize çok sert açıklamalarda bulundu.
MHP İlçe Başkanı Suat Yılmaz’ın açıklamaları şu şekilde:
İttifaklar üzerine..!
”Nasıl ki şahısların geçmişi kendisini bağlarsa Partilerin de geçmişi kendilerini bağlar. MHP’den demokrasi yok diye ayrılan Meral Akşener’in geçmişine baktığımızda DYP, ANAP, AKP, MHP ve şimdi İP olmak üzere, beş partili biri olduğunu görmekteyiz.
Akşener’in sözde demokrat özde ise Türkiye’de ki bütün il ve ilçe başkanlarını bir günde görevden alacak kadar otoriter, monarşik bir yapıda hırslarının esiri olduğunu net şekilde anlamaktayız.
Kendi kurduğu partiden istifa eden, evinin önünde kendini zincirlere bağlayan ve kendine “Bozkurt” diyen ki (Bozkurt esareti kabul etmez), kendine yalvaran ”dönekler” sayesinde genel başkanlığa geri dönen, dünya da emsaline ilk defa rastlanan biridir.
Dünün siyasi argümanları ile bugün siyasi söylem geliştiren ve özellikle bu söylemleriyle MHP ve Liderimize saldıran Akşener ve destekçileri olan ”dönemsel döneklerin” de geçmişte MHP’ye ve Liderimize övgü dolu sözleri gün gibi ortada ve kayıtlarında mevcuttur.
Dün adamdınız bu gün değil mi? AKP’nin geçmişte yaptıkları yüzünden şimdi doğru yaptıklarını görmezden gelen bu zihniyet aynı suçlamaları o dönem AKP’nin karşısında dimdik duran MHP’ye yöneltecek kadar alçak bir siyasi söylem ve sinsi bir iftira geliştirmektedir.
“çözüm sürecinde” MHP yoktu, şimdi yanında saf tuttuğunuz HDP vardı. Oylarına talip olduğunuz FETÖ vardı. Şemsiyesi altında seçime girdiğiniz yeni CHP vardı.
”Ablanızın demokrasi yürüyüşünde” dua ettiği kasetle genel başkan olan Kemal ağabeyiniz vardı ve o dönem Kemal ağabeyiniz Hakkari’ye “özerklik” sözü vermişti.
Şimdi destek verdiğiniz yeni CHP genel başkanı o zaman AKP’ye “ABD tipi başkanlık sistemi getirin biz CHP olarak kayıtsız şartsız destek vereceğiz” demişti. Yani içinde özerklik, federasyon, eyalet velhasıl bölünme olan başkanlığı istemişti. Nihayetinde o istedikleri başkanlık sistemi tarihin çöplüğüne gitti.
Liderimiz Devlet bey Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte şimdi ki Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getirdi. Başbuğumuz ve Atsız Hocanın da istediği kadim Türk Devletinin sistemi buydu. Türkiye üniter devlet yapısını korudu korumaya da devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet etme sisteminin neyi zorunuza gitti de CHP, HDP, İP ve Saadet olarak sistematik bir iftira ve aynı algı operasyonu ile karşı çıktınız? Anayasanın ilk dört maddesinin korunması mı? Terörle etkili mücadele mi? Fırat Kalkan’ı mı? Afrin’e uzatılan Zeytin dalı mı? Kerkük’ten kaçan Barzani mi? Fırat’ın Doğusuna yapılacak olan Fırat kılıcı harekatı mı kanınıza dokundu? PKK üst kadrosu, sol örgütler, yeni CHP’nin sosyalistleri ve Türk İslam düşmanlarıyla sizi aynı eylem, söylem ve çizgide buluşturan şey neydi? Cumhurbaşkanı’na olan kininiz’in, dininizin, töreniz’in ve Türk milletinin geleceğinin önüne mi geçti? 15 Temmuz’a “tiyatro” diyen, onca Şehitlerimizin kemiklerini sızlatan zihniyetle nasıl bir oldunuz? MHP ve Ülkücüleri değil, siz kararmış vicdanınızı siyasi ahlakınızı sorgulayın.
Beş binden fazla şehit vermiş MHP’ye saldıracak kadar ne sundular size? Neden bu kadar şahsi ikbal ve hırs düşkünü oldunuz? AK partiyi geçmişi ile yargılarken MHP’yi de o dönemde birlikte gibi göstermek akla ziyandır, ki ablanızın ve ziller ittifakınızın da aktörleriyle yaptıkları ortadadır.
MHP olarak geçmişimiz geleceğimiz elli yıllık siyasi tarihimizde ortadır. Sizin geçmiş anlayışınız ve MHP’ye iftira dolu söylemlerinize dayanarak değil olanı yazıyorum.
Siz önce DYP’li, bir zaman sonra ANAP’lı, AK Parti kurulurken AKP’li, sonra MHP’li olmuş, en sonda dönerek İP’li bulunmaktasınız. Yani hiç Ülkücü olamamış devrin adamısınız. Safiyane duygularla gidenlere her zaman kapımız açık.
AK partinin iki dönemi vardır birincisi 15 Temmuz’a kadar olan ikincisi de 15 Temmuz’dan günümüze kadar olan. Farkında değilsiniz belki yargılanmakta olduğunuz MHP 15 Temmuz öncesi “çözüm süreci” yapan AKP ile ortak değil, 15 Temmuz sonrası yurt içinde ve sınır ötesinde 20 bin PKK’lı ve 4 bin Deaş’lı haini öldüren, HDP-PKK’nın sözcüleri eş başkanlarını ve bir çok KCK/PKK üyesini kodese atan, Türk milletini kendi tank, uçak, helikopter ve silahları ile katleden FETÖ’cüleri devletten temizleyen hapse dolduran AK partiyi destekliyoruz. Ya siz kimi desteklemektesiniz? PKK, HDP’ye kol kanat geren CHP’yi mi? Mevcut durumunuzun orta da “takke düştü kel göründü” ortak adaylarınız ve hala ortak adaylarınız olduğu yerler de HDP’nin aday adayı dahi çıkartmamış olması sizce de manidar değil midir?
Ortak liste ile seçimlere gideceğiniz de malum çünkü dünde aynı şekilde hep birlikte “tamam” demediniz mi dediniz. Hem CHP hem İP hemde Saadet Partisi olarak “Demirtaş’a özgürlük” beyanında bulundunuz mu bulundunuz, dün sizin bütün şer güçlerle birlikte ortak “tamam” sözünüze DEVAM dedik ve devam ediyoruz çünkü hüküm Allah’ın, takdir büyük Türk milletinindir.
Cumhurbaşkanını sevmiyor olabilirsiniz saygı duyuyorum lakin onu ve seçilmiş hükümeti darbe ile indirmeye çalışanlara sessiz kalmanızı kabullenmek bir yana şiddetle kınıyoruz, çünkü darbeye en çok kurban vermiş 9 Yiğidi asılmış, binlercesi cezaevlerinde işkenceler görerek yıllarca yatmış Ülkücü hareketin geçmişinden bir haber olmanız bir yana, kendinize o kutsal sıfatı yakıştırıp, sosyalistler gibi söylem geliştirerek MHP’ye ettiğiniz sözlerin izahatı olmadığı gibi özrü de yoktur.
Buna rağmen sizlere kucak açan MHP Liderine yüz çevirmenizin de anlamı gafletten öte ihanete dem vurmaktadır. Türk Devleti terörle mücadele ederken destek olmanız gereken yerde köstek olmanız, Türk milliyetçiliğinin ruh ve anlamına aykırıdır.
İttifaklar orta da bir yanda Cumhur İttifakı bir yanda adı millet içeriği zillet dolu ittifak, karar Türk milletinin son söz onun, dün olduğu gibi yarında gereken cevabı verecektir.
CHP içinde ki ve İP içinde ki gerçekten Türk milletinin gelecek kaygısını taşıyan samimi olanlar size de son sözüm Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, Onun gibi Türk milliyetçisiyiz Türkçüyüz, Turancıyız, Onun muassır medeniyetler çizgisini Türk Devletinin en üst makamı olan Cumhurbaşkanlığı mutabakatında görmekten onur duyuyoruz. Onun gibi “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözünü ilelebet yaşatmak adına, Türk İslam coğrafyası ve mazlum milletlerin adaletli bir dünyada yaşaması, bebeklerin yetim, Anne-Babaların evlatsız kalmaması için insani İslami ve Türkçe mücadele ediyoruz ”
